Kayıtlar

Zagreb 1

Resim
Ne kadar kaldım : 2 gün Nerede       "      : House Hostel, (Otobüs terminaline 10 dk) Gezilesi yerler envanteri: Aşağı Şehir (Donji Grad), Mimara Müzesi, Yukarı Şehir (Gornji Grad, ünlü müzelerinin bir kısmı burada), Katedral, Dolac pazarı, bilimum ara sokaklar Neden gidilmeli: Otantik! Dünyanın en eski şehirlerinden biri ve tarih üst üste binmiş.Orjinalliğini korumuş, atmosferi güzel, binalar,caddeler, ara sokaklar görmeye değer ve her köşesinden ilgi çekici şeyler çıkıyor. Müzeleri son derece yaratıcı ve turistler için herşeyi son derece kolaylaştırmışlar. Pahalı mı? : Dubrovnik'ten kesinlikle ucuz. Yemek ve hediyelikler Türk parasına göre bir tık pahalı ama fahiş değil. 3 kuna:1 TL şeklinde aklınızda tutabilirsiniz. Euro almıyorlar. Özgün yemekler: Yok denecek kadar az. Struckli diye bir tatlıları var. Özgün içkiler: Hırvatistan genelinde Karlovacko ve Ojuzsko biraları İki günden fazla kalsak sıkılır mıyız? :   Sanmam. Ne zaman g...

Sarajevo (Saraybosna)

Resim
Başçarşı 10 Haziran sabahının 06.00'ında vardığım Sabiha Gökçen'de yarı uyur yarı uyanık geçen 3.5 saatin ardından Sarajevo'ya varmam sadece 1.5 saat sürmüştü. Jetlag'in değil ama uykusuzluğun kazanına düşmüş halde, en poker suratımla havaalanına indim.Yol arkadaşlarımın çoğunluğunu çocukları Bosna’da okuyan aileler ve uyku kırıntılarımdan çalan 'öğrenci misin?' temalı bitmek bilmez sorular oluşturuyordu. Aynı homojen kafile, bütünlüğünü dış hatlar gelen yolcu bölümünün sensörlü kapısına dek garip bir şekilde inatla sürdürdü. Çeşme Yolculuğumun geri kalanını etkileyen tatsız süprizle ise bavul beklerken tanıştım. "Akıllı yurtdışı" tüm şebeke denemelerime rağmen çalışmıyordu ve değil Türkiyeyi hiçbir yeri arayamıyordum. Bu durumun bünyemde yarattığı alerjik reaksiyonla semt AVM'si genişliğindeki havaalanından çıktım. Beni havaalanından alacak arkadaşı – bu kısımdan itibaren kendisinden Djemal diye bahsedeceğim- beklerken aynı uçaktan i...

Balkanlar 101

Resim
Zagreb Taksimi- Jelalica Meydanı Gönderdiği soğuk hava kütleleri nedeniyle doğalgaza yüklendiğim, yüzeysel genel kültür tezahürü olarak yükseköğrenime dek Tito, Yugoslavya ve Bosna Katliamı gibi belli başlı anahtar sözcükler dışında fazla aklımı kurcalamayan bir coğrafya idi Balkanlar. Uluslar arası örgütler dersinde,  bu nadide kurumların tarihe geçmiş fiyaskoları literatürü çerçevesinde öğrenmiştim bölgeye ve insanına reva görüleni, iki asır değil sadece 20 sene önce gerçekleşmiş, Sevdalinka’yı  ‘gözünüze bir şey kaçmadan’ okuyamayacağınız hale getiren insanlık suçlarını... Hırvatistan ve Karadağ belki, ama Bosna’ya biraz da bu yüzden asla turistik belde gözüyle bakamadım… Şimdiki aklım olsa ilk ziyaret edeceğim topraklarken, bu yaza dek Schengen’in solmayan gülleri diye tanımlayabileceğim bazı Avrupa ülkelerini kapsayan birkaç yıllık seyahat tecrübemden sonra ancak tanışmamız kısmet oldu. Giderken Balkan turu diye yuvarladığım, döndükten sonra daha çok “post-Yugos...

Abant Gölü

Resim
Yurtdışı gezmelerinden yurtiçi seyahatleri şeridine sinyalsiz saptığım nacizane koşuşturmacamın bir tezahürü olarak, bugün ben ve üç arkadaşım Abanttaydık. Güzergaha hakim olmayışımız ve ağız birliğinden yoksun teknolojik aletler ekibimize zorunlu molalar ve rota değiştirmeler şeklinde prodüksiyon hataları olarak geri döndü ve Ankara'dan Abant'a 3 saatten biraz fazla bir sürede ulaştık. Dönüş yolunda anladığımız, yolun hakkının otoban sayesinde 1 saat 45 dakika- 2 saat civarı olduğuydu.

Minyon Güneydoğu Anadolu Turu- Hatay

Resim
Hatay Merkez Hatay'a uygun uçak bileti bulduğumuza sevinmiştik, ancak  'acaba sadece biniş mi fiyata dahildi de havaalanının üzerinde sekiz tur attık' dedirten bir yolculukla başladık. Uçaktan siyasi haritadaki Hatay'ı seçmemizin ve inatla yere yaklaşamamamızın nedenlerini sorgularken, bir yolcu pilotun Suriye hava sahasına girmemeye çalıştığını tısladı mistik bir şekilde.Bir şekilde inebildik. Ben de kendimi lazanya yaprağı şeklindeki tavanı ve yoğunluğa bakılırsa uzun süre iç hatlar uçuşu almamış havaalanı personelini, (esenboğada elinde ışıklı zıngırtıyla uçağı aprona çeken eleman burada yerini el kolla gel abi gel diyen değnekçiye bırakmıştı) uçağı alanın ortasına lök diye çaprazlama park eden pilotu ve binaya yarım kilometre yürüten  zihniyeti gözlemlemekle ödüllendirdim.

Minyon Güneydoğu Anadolu Turu Gaziantep

Resim
Hatay'tan 4.5 saat süren yolculuk, artık Antep'in paralel evrende olduğuna karar vermeye ramak kala nihayete erdi, böylece nacizane turumuzun aksiliklerle bezeli etabını geride bırakmış ve Antep'e ulaşmış olduk. Yolculuğumuzun bu etabı her ne kadar İstanbul'dan Yunanistan'a arabayla geçilebilecek sürede hemen bitişikteki şehire geçememe handikapıyla başlasa da, Antep'e indiğimiz andan itibaren, Hatay'a göre daha sorunsuz ve eğlenilesi geçti. Sherlock Holmes Antep'te :p Bence Antep Hatay'dan daha bakımlı ve gezilesiydi. Mutfağına dair duyduklarım kesinlikle abartı değil, gerçekten başarılı bir oluşum. Antep baklavası ve İmam çağdaş orada olduğu için söylemiyorum bunu.Yemek endüstrisi mi diyeyim hobisi mi bilemedim, Antep'in her şeyi yeme içmeyi seven insanlara hitap etmek üzerine kurulmuş. Koskoca baharat çarşıları, baklavacılar, katmerciler, restoranlar, hatta bir de Antep mutfağı müzesi var. 'Yemekle aram yoktur' temasında insanla...

Minyon Güneydoğu Anadolu Turu

Buyursunlar... Annemin teşvikiyle baş koyduğum ve Minyon Güneydoğu Anadolu Turu adını verdiğim irili ufaklı, otobüslü uçaklı, badireli durağan coğrafi keşifler silsilemizden henüz döndük... Hatay, Antep ve çeyreğinden Adana dekorlarında çekilen üç günlük set maceramızdan çıkanlar, ayaklarımızın haklı yorgunluğu, eğlenceli çekişmelerimiz, inanılmaz lezzetli yemekler, insanı kalori günahkarı yapan künefe ve baklavalar, meydanlar ve çarşılardan aklımda kalan kareler, şık müzeler, yer yön duygusu handikapı ve de en vurucusu şehirlerarası güzergahlara vakıf olma ayrıcalığı oldu. Yerli turist sıfatını ete kemiğe büründürmemizin olayların seyrine etkisinden bahsetmiyorum bile. Hatay, Antep ve birkaç saatliğine Adana, bize coğrafya,gastronomi ve sosyoloji üzerine zahterli, isotlu, yer yer fıstıklı panoramalar sundu. Bize ise ayak uydurmak, bölük pörçük uykuyla şehrin bize borcu var gibi her enstantenesinin kapısına dayanmak kaldı.Anneciğime bitmek bilmeyen gayreti, enerjisi ve rehberli...